NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
82 - (1025) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وابن
نمير وزهير بن
حرب. جميعا عن
حفص بن غياث.
قال ابن نمير:
حدثنا حفص عن
محمد بن زيد،
عن عمير مولى
آبي اللحم. قال:
كنت مملوكا.
فسألت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
أأتصدق من مال
موالي بشيء قال:
"نعم.
والأجر
بينكما نصفان".
{82}
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe ile İbni Numeyr ve Züheyr b. Harb, toptan Hafs b. Gıyâs'dan rivayet
ettiler. İbni Numeyr (Dediki): Bize Hafs, Muhammed b. Zeyd'deft, o da
Âbî'l-Lahm'ın azatlısı Umeyr'den naklen rivayet etti. Umeyr şöyle demiş:
Ben, köle idim;
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
— «Efendilerimin mallarından bir şey tesadduk
edebilirmiyim?» diye sordum;
— «Evet, ecir de aranızda yarı olur.»
buyurdular.
83 - (1025) وحدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
حاتم (يعني
ابن إسماعيل)
عن يزيد (يعني
ابن أبي
عبيدة) قال:
سمعت عميرا
مولى آبي
اللحم قال:
أمرني مولاي
أن أقدد
لحماْ. فجاءني
مسكين.
فأطعمته منه.
فعلم بذلك
مولاي فضربني.
فأتيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فذكرت ذلك له.
فدعاه فقال:
"لم
ضربته ؟ "
فقال: يعطي
طعامي بغير أن
آمره. فقال:
"الأجر
بينكما".
[ش
(أن أقدد لحما)
من القد وهو
الشق طولا].
{83}
Bize Kuteybetü'bnu Saîd
rivayet etti. (Dediki): Bize Hatim yâni ibni ismâîl, Yezîd yâni İbni Ebî
Ubeyd'den rivayet etti. (Demişki): Ben, Âbi'l-Lâhm'ın azatlısı Umeyr'den
dinledim, şöyle dedi:
Sahibim bana et
doğramamı emretti. Derken yanıma bir fakir geldi, ben de kendisine bu etten
yedirdim. Sahibim bunu öğrenince beni dövdü. Bunun üzerine ben, Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek hâdiseyi kendisine anlattım. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu çağırdı ve:
— «Bunu niçin dövdün?» diye sordu. Sahibim:
— «Emrim olmaksızın yiyeceğimi başkasına
veriyor.» dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— «Sevap ikinize birdendir.» buyurdular.
İzah:
«Evet, ecir de aranızda
yarı olur.» cümlesi hakkında Nevevî
şunları söylemiştir: «Bu hadis yukarıda geçtiği vecîhle Hz. Umeyrin
efendisinin razı olacağını bildiği miktarda sadaka vermesi için izin aldığına
hamledilmiştir.
İkinci rivayet dahî Hz.
Umeyr'in efendisinin razı olacağını zannettiği bir miktar et verdiğine
mahmuldür. Fakat efendisi razı olmamıştır. Binâenaleyh Umeyr için ecir vardır. Çünkü
tâat itikaad ettiği bir şey'i tâat niyeti ile yapmıştır. Efendisine de ecir
vardır. Zira malı onun nâmına telef edilmiştir.»
Ancak Müslim
sarihlerinden Übbi bu hususta Nevevi'ye itiraz etmiş ve: -Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bu sözü ile kölenin alelıtlâk efendisinin malında tasarrufa
hakkı olduğunu bildirmek istememiştir. O, yalnız doğru hareket ettiği anlaşılan
bir iş için kölenin dövülmesini doğru bulmamış, bu sebeple sahibini çağırarak
kendisini sevap kazanmağa teşvik buyurmuştur.» demiştir.
«Sevap İkinize
birdendir.» yâni razı olursan bu işten sana da, kölene de sevap vardır;
demektir. Aksi takdirde köleye sevap olamaz. Meğer ki Hz. Umeyr'in yaptığı gibi
te'vîl ederek efendisinin razı olacağına kanâat getirmiş ola...